ŞİŞLİ 2. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NE
DOSYA NO : 2008/1555 Esas
KONU ve ÖZET :
1. Hakkımda verilen “müdahillik talebimin reddi” kararına itiraz ediyorum ve Sayın Mahkemeniz tarafından hukuka aykırı olan bu kararın kaldırılmasını, kaldırılmadığı taktirde bir üst mahkemenin bu konuda karar vermesini talep ediyorum.
2. Sayın Mahkemeniz hakimin davadan çekilmesini, çekilmediği taktirde r eddini talep ediyorum.
AÇIKLAMA :
A) MÜDAHİLLİK TALEBİMİN REDDİ KARARINA İTİRAZIM
5 Mayıs 2009 tarihindeki duruşmada davaya müdahale talebinde bulundum. Bilinçli bir Müslüman olarak şikayet ettiğim kitapta dinime, Peygamberime, diğer Peygamberlerime, Kutsal Kitabım Kuran’ı Kerim’e yönelik ağır hakaretler olması nedeniyle yapmış olduğum şikayet üzerine açılmış olan davaya müdahillik talebinde bulunmakta son derece haklı olduğum ortadadır. Nitekim Mahkemeniz savcısı da dava konusu kitapta dine hakaretler olduğunu vermiş olduğu mütalaada açıkça beyan etmiştir.
Kuran’ı Kerim’in Ahzab Suresi 6. ayette Rabbimiz;
“Peygamber, mü'minler için kendi nefislerinden daha evladır ve onun zevceleri de onların anneleridir.”
buyurmuştur.
Bu ayet, Kuran’ı Kerim’deki Allah’ın sözlerine inanan samimi bir Müslüman’ın Peygamberimizi kendi canından daha çok sevdiğini, Peygamberimizin hanımlarını da “anneleri” olarak gördüğünü çok açık bir şekilde belirtmektedir.
Şikayet konusu kitapta ise Peygamberimiz ve Peygamberimizin Hanımları hakkında hakaret içerikli çok fazla söz olduğu muhakkaktır. Mahkemeniz savcısı da mütalaasında bunların çok az bir kısmını tek tek saymıştır.
Benim bir Müslüman olarak, şahsıma yapılan açık bir hakaretten çok daha fazla Peygamberime ve ayette belirtildiği gibi kendi annem gibi gördüğüm Peygamberimizin Hanımlarına yönelik yapılan açık bir hakaretten etkileneceğim muhakkaktır.
Belki inançsız birinin böyle bir hakaretlerden etkilenmesi düşünülebilir ve ancak böyle birinin davaya müdahilliği kabul edilebilir. Ancak yukarıda izah ettiğim gibi dinini bilen bir Müslüman’ın şikayet konusu kitapta geçen o sözlerden etkilenmemesi mümkün değildir. O nedenle davaya müdahil olmam gerekmektedir.
Sayın Mahkemeniz hakimi de, tamamen benzer mahiyetteki başka bir davada yapmış olduğum müdahillik talebimi kabul ederek Müslümanlığa hakaret edildiğinde etkilenip zarar gördüğümü o davada verdiği müdahilliğe kabul kararında belirtmiştir.
Richard Dawkins isimli yazarın “Tanrı Yanılgısı” isimli kitabı hakkında yapmış olduğum şikayet başvurusunda huzurdaki dava ile tamamen aynı suçtan dolayı (TCK 216) ceza davası açılmış ve bu davada yapmış olduğum müdahillik talebine Sayın hakim şu kararı vermiştir.
“Müştekinin duygusal olarak zarar gördüğünden katılma isteğinin kabülüne karar verildi”
(EK-1: Bu kararın verildiği duruşma zaptı)
Ayrıca müdahillik talebimin reddi konusunda dosyaya sunulan Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı, sadece o davayı ilgilendiren bir karar olduğundan ve davamızla ilgili bulunmamaktadır. Bu nedenle bu kararın değil, davamıza emsal müdahilliğe kabul kararlarının dikkate alınması gerekmektedir.
Sonuç olarak, tüm bu nedenlerle Sayın Mahkemenizin müdahillik talebimin reddi kararına, “hakim kararlarına itiraz edilebilir” hükmü gereği itiraz ediyorum ve kararın kaldırılmasını talep ediyorum.
İtirazımın kabul edilmediği taktirde bu konuda bir üst mahkemenin karar vermesini talep ediyorum.
B) SAYIN MAHKEMENİZ HAKİMİNİN DAVADAN ÇEKİLMESİ, ÇEKİLMEDİĞİ TAKTİRDE REDDİ TALEBİM
Sayın mahkemeniz hakimi hakkında daha önce de Sayın Mahkemeniz hakiminin davadan çekilmesini ve çekilmediği taktirde reddi talebinde bulunmuştum. Bu talebim hakkında red kararı verilmişti. Ancak 5 Mayıs 2009 tarihindeki duruşmada Sayın Mahkemeniz hakimi hakim Hakkı Yalçınkaya’nın davadan çekilmesinin çok daha doğru olacağını ortaya koyan yeni hususlar meydana gelmiştir. Bu hususlar çerçevesince tekrardan hakimin davadan çekilmesini ve çekilmediği taktirde de reddi talebimi Sayın Mahkemenize bildirme zarureti ortaya çıkmıştır.
Şöyle ki,
1. SAYIN MAHKEMENİZ HAKİMİ HAKKI YALÇINKAYA HAKKINDAKİ MÜFETTİŞ İNCELEMESİ KONUSU
5 Mayıs 2009 tarihindeki duruşma zaptından da görüleceği üzere gerekçeli kararın 1. Maddesinde şu karar alınmıştır:
“Dosyanın müfettiş incelenmesinden yeni ele alındığından incelemeye alınmasına”
Bu duruşma günü tarihinde kalemden de öğrendiğim kadarıyla Sayın Mahkemeniz dosya Sultanahmet adliyesinde müfettiş incelemesindeyken, davayı görmek için mübaşirini Sultanahmet’e yollamış ve dosyayı getirtmiştir. Yargılama dosya geldikten sonra yapılmıştır.
Bu durum, yani dosyanın Sultanahmet adliyesindeki müfettişlerce incelenmesinin nedeni, anlaşılan o ki; Sayın hakim hakkımda Adalet Bakanlığı’na ve Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na yapmış olduğum şikayetten dolayı Sayın hakim hakkında soruşturma başlamış olmasıdır. Yani yürüyen bu soruşturmada ben şikayetçi, Sayın hakim de şüpheli konumundadır. Dolayısıyla benim taraf olduğum bir davaya Sayın hakimin bakması adil yargılamanın gerçekleşmesi adına mümkün değildir.
Bu sebepten dolayı Sayın Mahkemeniz hakiminin davadan çekilmesini, çekilmediği taktirde de reddi talebimin kabul edilmesini talep ediyorum.
2. DAVAYA MÜDAHİLLİĞİM KONUSU
Yukarıda müdahillik konusunda izah ettiğim üzere Sayın Mahkemeniz hakimi, tamamen benzer mahiyetteki başka bir davada benim müdahilliğime karar vermişken, huzurdaki davada müdahilliğimin reddine yönünde karar vermiştir.
Tamamen aynı mahiyette bir davada bana müdahillik kararı veren Sayın Mahkemeniz hakiminin, huzurdaki davada müdahillik kararı vermemesinin nedeni kanaatimce tek bir şekilde izah edilebilir. O da; müdahillik kararı verilen o duruşmanın sonrasında Sayın hakimle aramızdaki şikayetleşmeler ve bu şikayetleşmeler üzerine Sayın hakimin tarafsız bir şekilde karar verememesidir.
Tarafsız karar verememe hususunu, Sayın Mahkemeniz hakimi önceki reddi hakim talebim üzerine verdiği kararda kendisi de açıkça teyit etmiş ve “davadan çekilmeyi” talep etmiştir. Sayın Mahkemeniz hakiminin bu karardaki aşağıdaki ifadesi üzerine herhangi bir yorum yapmaya dahi gerek yoktur:
“Reddi istenen Yargıcın da davaya bakmak istemediğinden ve nötr konumda kalamayacağını ifade etmektedir.”
Sayın Mahkemeniz hakiminin kendisinin çekilmesinin gerektiğini uzun uzun anlattığı, “nötr konumda kalamayacağını” açıkça belirttiği bu davada Sayın Mahkemenizin hakiminin daha fazla devam etmesinin hukukdışı olacağını düşünüyorum.
(EK-2: Mahkemeniz hakiminin davadan çekilmeyi talep ettiği kararı)
3. SAYIN MAHKEMENİZ HAKİMİNİN ŞİKAYETİ ÜZERİNE BENİM HAKKIMDA CEZA DAVASI AÇILMIŞ OLMASI KONUSU
Sayın hakimin huzurdaki davadan çekilmesini ve çekilmediği taktirde de reddi hakim talebinde bulunmamı haklı kılan bir diğer husus da –yine bu husus da önceki red talebimden sonra ortaya çıkmıştır-, hakim Hakkı Yalçınkaya’nın benim hakkımda yapmış olduğu şikayet üzerine hakkımda ceza davası açılmış olmasıdır.
Ben önceki reddi hakim talebimde Sayın Hakim’in hakkında basına ve televizyonlara yansıyan kendisinin Ergenekon ile irtibatlı olduğu yönünde çok sayıda haber çıktığından bahsetmiş ve bunu red gerekçelerimden biri olarak ileri sürmüştüm. Dilekçemin ekinde de bu haberleri çıktı olarak vermiştim. Sayın Mahkemeniz hakimi de bu dilekçedeki sözlerimden ötürü benim hakkımda suç duyurusunda bulunmuştu. Hakkımda açılan soruşturma neticesinde ceza davası açıldığını ve Şişli 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılanacağımı öğrendim.
(Ek-3: Hakkımda açılan ceza davasının iddianamesi)
Dolayısıyla bu davada da Sayın hakimle, şikayetçi-şüpheli ilişkisi içerisine girmiş bulunmaktayız. Bu da, tarafı olduğum huzurdaki davaya Sayın hakimin girmesinin hukuken yanlış olacağını ortaya koymaktadır.
4. SAYIN MAHKEMENİZ HAKİMİ HAKKINDA ERGENEKON DAVASI KAPSAMINDA MÜFETTİŞ İNCELEMESİ OLDUĞU KONUSU
Ergenekon soruşturması sürecinde teknik takibe yakalanan yargı mensuplarıyla ilgili Adalet Bakanlığı’nca görevlendirilen HSYK tarafından da onanan Bakanlık müfettişleri görevlendirilmiştir. Bu müfettişler şu anda Sultanahmet adliyesinde görevlerinin başındadırlar. Şişli adliyesinden de 2 yargı mensubunun bu soruşturma çerçevesince soruşturulduğu konusu basına yansımıştır.
(EK-4: Sabah Gazetesi’nin konu hakkındaki haberi)
Sayın Mahkemeniz hakimi Hakkı Yalçınkaya’nın da bu teknik takibe takılan yargı mensuplarından biri olduğu Ergenekon iddianamesinde yer almış, basında ve televizyonlarda da bu meyanda birçok haber çıkmıştı. Bu nedenle yüzde yüz emin olmamakla beraber, Sultanahmet adliyesinde görevli müfettişlerin Şişli adliyesinde soruşturdukları yargı mensuplarından birinin Sayın Mahkemeniz hakimi Hakkı Yalçınkaya olduğunu tahmin etmek pek güç olmayacaktır.
Sayın Mahkemeniz hakimi Hakkı Yalçınkaya’yı tenzih etmekle birlikte, Ergenekon örgütünün fikri yapısının dine ve mukaddesata karşı bir fikri yapıyı benimsediği hem iddianameden, hem de iddianameye konu klasörlerden açıkça ortaya çıkmıştır.
Hal böyleyken, büyük ihtimalle Ergenekon kapsamında hakkında soruşturma yürütülen Sayın Mahkemeniz hakimi Hakkı Yalçınkaya’nın huzurdaki, konusu “dine ve mukaddesata hakaret” olan bir davaya bakmasının hukuken uygun olmadığını düşünüyorum.
Elbette ki her insan gibi, huzurdaki davanın hakiminin de kendi kişisel görüş, düşünce ve ideolojisi bulunmaktadır. Burada esas olan hakimlerin kendi düşünce, inanç veya ideolojilerini baktıkları davaya yansıtmamak, bunlardan sıyrılmaktadır.
Elbette ki niyetim Sayın Mahkemeniz hakimine bir ithamda bulunmak değildir, ancak netice itibariyle ortada Ergenekon isimli son derece tehlikeli ve sinsi bir örgüt yapılanması olduğu iddiaları bulunmaktadır. Bu nedenle Sayın Mahkemeniz hakimi hakkında sözünü ettiğim soruşturmanın neticelenmesini beklenmeden, huzurdaki Ergenekon örgütünün görüşünün belli olduğu bu davaya bu konuda soruşturma geçirdiği büyük oranda ihtimal dahilinde olan Sayın Mahkemeniz hakiminin bakması çok yanlış olacaktır.
Şayet Sayın Mahkemeniz hakiminin Ergenekon örgütü ile irtibatlı olduğu soruşturma neticesinde tespit edilirse veya Sayın Mahkemeniz hakimi Ergenekon Örgütü davasında yargılanma durumu ortaya çıkarsa; bu taktirde huzurdaki dava için yürütülen işlemler geçersiz olmak durumunda kalabilecektir.
Böyle bir duruma sebebiyet verilmemesi bakımından şimdiden Sayın Mahkemeniz hakimi Hakkı Yalçınkaya’nın bu davadan çekilmesinin, çekilmediği taktirde de red talebimin kabul edilmesinin adaletin tecellisi için en uygun yol olduğunu düşünüyorum.
SONUÇ ve TALEP :
Yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı Sayın Mahkemeniz hakimi Hakkı Yalçınkaya’nın huzurdaki davadan çekilmesini ve çekilmediği taktirde de reddini saygılarımla talep ederim. 11.05.2009
Ali Emre Bukağılı